A

– A –

AB – CÇDFGHİKLMOPSŞTYZ

Ahbarik: Kardeşçiğim.
-Ne iyi ettin de geldin, ahbarik!-
 
Ahenk: 1. Alıcı müşteri.
-Akşama gelen müşterilerin hepsi ahenk idi. Bu akşam iyi satış yaptık.-
2. Kaliteli mal.
Toptancıdan aldığımız mallar ahenk çıkınca derin bir nefes aldık.-
 
Ahenkdara: Müşterinin nabzına göre şerbet vermek.
-Ah be çırak! Niye müşteriye ahenkdara davranmadın?-
 
Ahzo: Almancı müşterinin dükkana gelmesi.
-Bu sabah bir de baktım ki dükkâna ahzo gelmiş.-
 
Akşama Alırım: Kapalıçarşı’da sıklıkla kullanılan bir tabir.
-Doları akşama veririm, altını akşama alırım.-
 
Alabora: İflas etmek.
-Çok üzüldüm, Hilmi abinin dükkân alabora olmuş!-
 
Alaturkacı: Antika görünümlü, değersiz iş yapan kişi.
-Alaturkacı, yine eski mallarını antika diye millete kakalamaya çalışıyordu.-
 
Aligavas: Sigara.
-Çarşıda aligavas içilmez!-
 
Arpa: Para.
-Arpası çok, nereye harcayacağını bilmiyor!-
 
Audi: Avustralya doları.
-Avustralya’ya gideceksen bir miktar audi alman iyi olur.-
 
Avanta: Kişinin emek harcamadan sağladığı kazanç.
-Bu işin avantası en çok ona yaradı.-
 
Avantacı: Emek harcamadan kazanç sağlayan kişi.
-Her yerde avantacılar var.-
 
Ayaklı Borsa: Kapalıçarşı’da çoğunluğu döviz bürolarının çalışanlarından oluşan altın ve döviz alım-satım işlemlerini yönlendiren kişiler.
-Ayaklı borsada bugün oldukça yoğun bir hareketlilik vardı.-